Kristen Stewart'dan inciler :)


like-a-fool

İlk olarak röportajların çevirisini yapan Fatoş, Büşra ve Aydan'a sonsuz teşekkürlerimi iletmek istiyorum. Bence bir ünlüyü, yani hayranı olduğunuz bir ünlüyü tanımanın en iyi yollarından biri röportajlar ve benim gibi ingilizcesi ilkokul seviyesindeki insanlar için çevrilmiş bir röportaj altın madeni değerin de. Bundan dolayı bu üçlüye ne kadar teşekkür etsek az. Evet röportajın anlam ve önemini kendimce ifade ettikten sonra, kendi seçtiğimiz nacizane, Kristen'ın kendini anlattığı bazı kısımlara yer verdik. Keyifli okumalar :)
"Dürüst olmak gerekirse kendi yolumu çizemem. Geçmişte karmaşık karakterler oynadım ve az da olsa hiç karmaşık olmayan karakterler de oynadım. Into the Wild(Özgürlük Yolu)'da bunu denediğimi hissediyorum -hiç aldırış etmeyen, oldukça gösterişsiz ve çok da karmaşık olmayan bir rol. Dahil olacağım projeleri seçme şeklimde açık olamadığımdan bu konuda gerçekten seviye atlamak zorundayım. İdeal bir projem yok, sadece bana hitap etmesi gerek." (x)
"Soru: Meşhur olmak hayatını değiştirdi mi?Birisinin benim hakkımdaki fikrini bir tıkla sunması çok garip. Gerçekten tuhaf ve böyle bir şeye alışkın değilim." (x)
"Müzisyenlerin ifadeleri vardır. Onlar orada kendileridir ve bu bizim yaptığımız şekilde değil. Müzisyenlerin hemen hemen halka daha açık kişiler olduklarını hissediyorum."(x)
"Sadece işten işe koşturup tüm konsantrasyonumu tek birfilmde yoğunlaştırarak gayet mutlu olurdum. Asla böylesine ünlü olmak istemedim. Böyle bir hayatı kendim için asla hayaletmedim.” (x)

Speak(2004) bir partide tecavüze uğradıktan sonra çevresindekilerle tüm sözlüiletişimini kesen bir lise öğrencisinin hayatını konu alıyordu. Hem filmdeki performansı hem de böylesine hassas birkonuyla büyük bir olgunlukla baş edebilmesi 13 yaşındaki aktrise harika övgüler kazandırdı.
“Filminkonusunun öneminin kesinlikle farkındaydım. Ve bu kendi hayatımda olanherhangi bir olaydan dolayı değildi. Ben mutlu bir ailede büyüdüm.” (x)
“Bu güzel roller elime geçen senaryoların kanıtı gibi. Bu tarz konularla bağ kurmamak için bir taş veya odun parçası olmanız lazım."(x)
“İnsanların bireyselliğine laf etmek istemem, ama bence insanlar aynılar, birbirlerine çok benziyorlar. Eğer iyi bir hayalgücünüz varsa kişisel daha önce asla yapmadığınız şeyleri hissedebilirsiniz. İşte bu da oyunculuk.” (x)
“Sanırım gençken mütevazı biriymiş gibi görünmeye çok çabalıyordum. O yaşlarda kendimin fazlasıyla farkındaydım ve tam bir dangalak gibi görünmemekiçin çok çabalıyordum. Şimdi kesinlikle böyle hissetmiyorum. Sanırım bu ailemden duyduğum bir şeydi.”(x)
“Evlendiğimde veya çocuk sahibi olduğumda herkes çocuğumun ismini öğrenmek isteyecek ve benbunu uzun bir süre söylemeyeceğim. Bunun böyle olmasını istiyorum. İsim ortaya çıkacak elbette ama benden çıkmayacak. Söylemediğim için çok kızacaklar ama benher zaman ‘Hayır!’ diyeceğim. Bazı şeyleri aniden ağzımdan kaçırmak gibi birhuyum vardı, ama bunu artık yapamayacağımı öğrendim. Bütün dünyanın seni dinlediğini fark ettiğinde bunu yapamazsın. Belki de röportajlarda çok rahatsız görünmemin sebebi budur. Yani saklanma olaylarından bahsettik ve ne yazık ki bukonuda daha da fazla uzmanlaşmam şart. Ama her şeyini ortaya dökmeye dündenrazı aktrislerden olmadığım için memnunum.”(x)
“İlk zamanlar bana karşı agresif davranıyorlardı. Bunun benim enerjime bir karşılık olduğunu biliyordum. Onların, ‘Hadi ama, senin sorunun ne? Oyna şu “Oyun”u.’ diye düşündüklerini hissedebiliyordum. Ama bu ‘Oyun’un nasıl oynanması gerektiğini, oynamam gerekip gerekmediğini hatta oynayıp isteyip istemediğimi bile bilmiyorum. Ama ben meydan okumaya çalışmıyordum, sadece buna hazırlıklı değildim. Ve sanırım insanlar bu halime negatif bir şekilde karşılık verdiler. Ben sadece genç biriydim ve hazırlıksız yakalanmıştım. Bu insanları çok kızdırdı, bir sahtekar olduğumu düşündüler. ‘O sadece genç oluşunu bir mazeret olarak kullanıyor: ya bununla başa çık ya da bu işi bırak.’ İnsanlar bana bunu dediler. Peki, ben bir oyuncuyum ve ne düşündüğünüz umrumda bile değil desem? Ne dersiniz?”(x)
"Sete gittiğim zaman gergin oluyorum ama bu beni harekete geçiren bir şey. Bunu belli bir yere yönlendiriyorsunuz. Eğer sizi zorlayan bir şey yapmıyorsanız büyük olasılıkla sıkıcı bir iş yapıyorsunuzdur. Ve eğer aşırı derecede kendinize güveniyorsanız bu da iyi değil. Kendinizi sürekli test etmelisiniz." (x)
“Ben öyle oturup tüm kariyerinin haritasını çıkaran insanlardan biri değilim. Böyle bir şeyi yapmaya kalkıştığın anda neyi sevip neyi sevmeyeceğini bilmek imkansızlaşıyor, bu tarz bir zihniyeti anlamam çok zor. Ama ben çok şanslıyım. İlgimi çeken işler, ‘Alacakaranlık’ veya ‘Snow White’ gibi filmler sadece 100 dolar için de yapılıyor olabilirdi. Ve ben yine de her iki filmde de yer alırdım çünkü beni bir işe çeken şeylerin filmin ne kadar popüler olduğuyla alakası yok. Bunun benim için hiçbir önemi yok, bir şeyin olacağı varsa zaten olur. Umarım hep böyle beni dürten şeyleri yapabileceğim bir pozisyonda olurum.” (x)
"Beni asıl rahatsız eden şey şöhret değil, daha çok insanların bundan bahsetme şekli ve biz aktörlerin algılayış şekli. İnsanlar sırf ünlüyüz diye onlardan daha farklı amaçlarımız ve tutkularımız olduğunu düşünüyor. Ah bir bilseler. Tüm istediğimiz, arkadaşlarımızın ve iyi bir hayatımızın olması ve üzerinde çalışılacak ilginç projeler. Yani herkes gibiyiz! İnsanların eve gittiğimde tüm kapıların kollarının altın olduğunu ve küvetimdeki suyun ısısının doğru şekilde ayarlanması için birine para verdiğimi düşünmeyi kesmeleri lazım." (x)
Soru:Çok sakin biri gibi görünüyorsun ama seni ne kızdırır? Eğer böyle bir şey oluyorsa tabii…
"(Gülüyor) Nefret dolu, ırkçı ve aptalca yorumlar. İnsanların bir şeylerin nedenini ve nasılını bilmeden eleştiri yapmaları beni köpürtüyor."(x)
Soru:Medyanın sana kazandırdığı ve en çok nefret ettiğin ‘nam’ nedir?"Mesafeli ve soğuk bir insan olduğumu söylemeleri. Ama ben aslında çok utangaç biriyim. Röportajlarda rahatsız oluyorum çünkü kendim hakkında konuşmam gerekiyor ve bunun için insanın kendini çok iyi bilmesi lazım. Ama şu an hayatımda pek çok belirsiz yanım olduğunu düşünüyorum."(x)
"Şöhret bana iyi davrandı çünkü beraberinde bana harika fırsatlar sundu. Şimdi daha iyi projeler bulabiliyorum ve bu sektörde zor rastlanan bir şey. Oyuncu olmak zor, fakat ünlü olduğunuzda insanlar filmlerinizi takip ediyor ve sinemaya gidip izliyor. Olabildiğince çok insana ulaşmak her sanatçının hedefidir. Yani bu açıdan ben şanslı biriyim." (x)
"Tuhaf, bazen dünyadan elimi eteğimi çekip yalnız kalmak istiyorum. Bazen de ‘Ah, şimdi bununla uğraşacak halde değilim. Hiç kimseyi göremiyorum,’ diyorum. Bir 7-11 marketine gittiğinizde ve yüzünüze bakan birini gördüğünüzde bile ‘Ağh! Tanrım yaptığım her küçük şeye bakıyorlardır eminim’ diyebiliyorsunuz." (x)
"Yazı yazmayı hala seviyorum. Çok çalışıyordum bu yüzden - daha önce de bahsetmiştim - Sidney'e taşınmadım. Okula devam etmekle ilgili büyük hedeflerim vardı ama artık yok. Çok sert bir insan değilim dolayısıyla öz disiplinim yok, bir şeyleri yapmam için başkaları tarafından zorlanmam gerekiyor. Ama bu o kadar da önemli değil. Şu anda çok mutluyum ve her şeye meydan okumuş durumdayım ve bunlar çocukken sahip olduğum hedeflerdi. Şu anda bulunduğum yerden gayet memnunum." (x)
"Bağımsız filmler ya da büyük stüdyo filmleri, herhangi birini seçmek zorunda değilsin. " (x)
(İşini sevme nedeni nedir?) “Bir işten önce neden endişeleneyim? İşimi seviyorum ve bunun keyfini tümüyle çıkarmak istiyorum. Evet işimi seviyorum ve bunu söylemekten asla vazgeçmeyeceğim. Dışarıdan bakanlar için bu bir peri masalı gibi görünebilir ve belki öyledir de ama bunun arkasında pek çok sorumluluk ve hatta feda edilmesi gereken şeyler var. Örneğin ben uykuyu çok seviyorum ama her sabah çok erken saatlerde kalkıp sete gitmem gerekiyor. Tembelliğimi alt ediyorum, erkenden kalkıyorum ve mutlu bir şekilde işime gidiyorum. Akılda tutulması gereken en önemli şey oyunculuk da tüm diğer işler gibi, kendini yeniden keşfetmeni, yeni duygular yaşamanı ve kendini ifade etmeni sağlar. Ama bu seni gerçekten de farklı veya özel kılmaz. Bazen karakterin veya hikaye seni öylesine ele geçirir ki neredeyse kendini kaybedersin. Böyle bir şey ‘Speak’i çektiğimiz dönemde benim başıma geldi. Bir daha hiç kimseyle konuşmamaya karar veren içine kapanık bir kızı canlandırıyordum. Sessizliği kendini diğer insanlara, okul arkadaşlarına, öğretmenlerine, ailesine ve hatta kendi benliğine karşı savunma şekliydi. Sona geldiğimizde kendim için yarattığım o rahat sessizlikten vazgeçmek zor oldu. Sessizlikle birlikte huzuru hissediyorsun, düşüncelerin bile daha düzenli bir hale geliyor. Sıradışı ve açıklaması zor bir durum. ‘Yolda’yla ilgili de ilginç bir tecrübe yaşadım, filmde Marylou’yu canlandırıyorum. Gerçekten ‘yolda’ yaşamanın özgürlüğünü fiziksel ve ruhsal açıdan çok yakından keşfettim. İşte bahsettiğim şey bu, oyunculuğun sihri.” (x)
Soru: Bella'nın hangi parçası seninle birlikte kaldı?Kristen: Gerçekten bilmiyorum... Onunla tamamen bütünleşmiş durumdayım ve o da benimle tabii. Kendimi her zaman bu karaktere yansıtmam gerektiğini hissettim. Eğer Bella’yla özdeşleşebilecek bir karaktere sahipsen onun ta kendisi olursun. Bana "onu nasıl böyle farklı biri haline getirdin?" diye sorduklarında, "Ama ben sanki oymuşum gibi hissediyorum. Onun için... onunla hiçbir şekilde ters düşemem ve düşmedim de." (x)
"Çok kitap okurum ve bir şeyler yazıyorum. En çok ilgilendiğim şey bu. Kelimeleri bir araya getirmeyi seviyorum sadece. Sözcüklere aşığım. Gitar çalıyorum, gösterilere gitmeyi seviyorum. Ama daha çok evcimen bir insanım." (x)
"Her zaman çok farklı olabiliyor. İlgimi çeken filmlerin hepsi belli bir yapımcı ve yönetmenle çalışma olasılığımdan doğdu. Çok olağandışı bir şey okuduğumda mesela bir filmi sırf çok beğendiğim bir veya iki sahne için bile yapabiliyorum. İzlemeye değer ve seni üzerinde düşünmeye teşvik eden filmler yapmak önemli." (x)
"Eğer gerçekten ama gerçekten çok istediğiniz bir şey varsa ona bir şans vermek zorundasınız. Diğer türlüsü o çok istediğiniz şeye sonsuza dek bağlı kalacaksınız ve pişman olacaksınız. Ve hayatta hiçbir şeyden pişman olmamalısınız. İnsanlar oyunculara sürekli tavsiyelerini soruyorlar, böyle bir durumda 'Gerçekten mi, bize mi soruyorsunuz?' diye düşünüyorum. Ne kadar aydınlatıcı olabiliriz bilmiyorum. Sonuçta bizler sadece insanız." (x)
"Üniformam diyebileceğim şeylerim var. Hangi ruh halinde olursam olayım kendimi bir kapşonlunun içinde rahat hissederim. Ve bir yığın beyaz V yaka tişörtün yerini hiçbir şey tutamaz. Benim için üstünü değiştirmek ya yeni bir tişörttür… ya da eski bir tişört. Ceplere ihtiyacım var çünkü eğer çanta kullanıyor olsam bunu kasıtlı olarak kaybederdim." (x)
"Mükemmelmişim gibi davranmıyorum insanların da böyleymişim gibi düşünmesini istemiyorum. Beni olduğum gibi görmelerini istiyorum." (x)
"Gerçek şu ki bence bu hiç adil değil. Bu ödüller için oy atan milyonlarca hayranımız var ama diğer filmler, aktörler de bu ödülleri hak ediyorlar ve onlar da kazanmalılar. İçten içe diğer aktörlerin bizden nefret etmemelerini umuyorum. Ne liseye ne de herhangi bir baloya gittim ama Rob ile ben sanki balonun kral ve kraliçesiymişiz gibi bir izlenim oluşuyor ve bu biraz utanç verici. Rob’a balolar böyle mi oluyor diye sordum tam ortasında olduğumuzu söyledi." (x)
"Dürüst olmak gerekirse hiçbir zaman birini idolize etmedim, asla öyle biri olmadım. Üç tane erkek kardeşim var. Pek çok sporla ve diğer şeylerle uğraşıyorduk, hep erkeklerle takıldım yani. Ve daha küçükken bateri çaldım… böyle işte hiçbir idolüm olmadı. Eğer bir konserdeysem ve bu konser çok harikaysa ağlıyorum, bir defasında Van Morrison konserinde ağlamıştım. Bu bir tür takıntıydı." (x)
"Harika bir ailem var ve ebeveynlerim de bu sektörde olduğu için kendini içinde bulabileceğin tüm tehlikeleri ve tuzakları biliyorlar. Çok şanslıyım. Dediğin gibi dengemi kaybetmeden hemen önce beni yakalarlar. Tabii bu sadece onların deneyimlerinden kaynaklanmıyor, onlar aynı zamanda harika insanlar. Ve eğer yaptığın şeyi seviyorsan o zaman kendini kaybetmesen iyi olur. Çünkü eğer kaybedersen sonunda her şeyi kaybedebilirsin." (x)
"Ben kot ve Converse giyinen kızlardanım."(x)
"Televizyona uygun bir kişiliğe sahip değilim ne yapabilirim. Hatta yaptığım herhangi bir şeyden zevk aldığım ve ilgimi çektiğini düşündüğüm şeyler hakkında konuştuğumuzda bile bu böyle. Bilemiyorum. Aslında bu durum son zamanlarda daha iyiye gidiyor. Öncesinde çok daha kötüydü. Ve bu da tamamen benim suçum. Sanırım önceleri kendimi fazla baskı altına sokuyordum ve bu da dışarıdan belli oluyordu." (x)
"Esasında bana, gelecek her soruya karşı hazır olmamı ve her zaman hazırda bir cevap bulundurmamı söylediler. Böylece olaylar kimsenin kafasını karıştırmayacak ve hiçbir zaman hazırlıksız yakalanmayacaktım. Ama böyle bir şeyin gerçekleşmesinin imkanı yok. Senin için dünyalara bedel bir şey hakkında hiç tanımadığın biriyle olası bir sohbete hazırlanmanın hiçbir yolu yok." (x)
"İşimi seviyorum ve bu yüzden onu korumak zorundayım." (x)
"İnsanlar her zaman bitkin olduğumu söylüyor. Bu benim bitkinliğimle alakalı değil, insanların bana bağırmasıyla alakalı... Gerçekten bazen kendimi ağlamaktan alıkoymam gerekiyor... Bu sana ulaşan enerjiye karşı fiziksel bir tepki. " (x)
"Hiçbir şeye duyarlı olmadığını söylediklerinde bundan nefret ediyorum, çünkü hiç kimse benden daha fazla duyarlı olamaz. Sana söylüyorum benden daha fazla duyarlı olan hiç kimseyi tanımıyorum." (x)
"Onlar hakkında konuşarak asla ilişkilerimi değersizleştirmeyeceğim. Herkes "Sadece kimle çıkıyorsun onu söyle. Sonra insanlar bunun için aç kurt gibi davranmayı bırakacaklar." diyor. Hayır bırakmayacaklar! Daha çok detay isteyecekler." (x)
"Dokuz yaşında bu işe başladığımda bir aktris olacağım aklımın ucundan dahi geçmezdi. Çıkıp da 'Ben bu filmin yıldızı olacağım.' diyebilecek en son kişiydim."(x)
"Eğer sadece ne yapmak istediğimi düşünürsem gülünç bir tablo ortaya çıkıyor: İnsanların sizin yaptıklarınızı görmesini çok istiyorsunuz - yaptıklarınızdan gurur duyuyorsunuz- ve filmlerin insanlar üzerinde bir iz bırakmalarını seviyorsunuz. Ama bunun karşılında aldığınız dikkat bazen rahatsız edici olabiliyor. Bazı belirli durumlarda insanlar ‘Hadi ama neyin var?’ diyorlar. Özür dilerim, yaptığım şeyi seviyorum ama o kadar da rahat olamıyorum. " (x)
"İnsanlar benim daima mutsuz olduğumu söylüyor. Hiç de mutsuz değilim."(x)
"Senin aciz kişiliğin insanların seni orda burda görmelerinden ve senin hakkında söylediklerinden ibaret. Genellikle içinde bulunduğum ortamlar yoğun ve bunaltıcı. O anlar başlayıp hemen bitiyor... Mesela bir anlığına aptalca bir şey söylemiş olsam bu sonsuza kadar benimle kalacak. Yüzüme sokulan kameralar ve araya giren garip sorular ya da insanların tepki çekmek için birbirlerini ezmeleri, çığlık atmaları ya da dalga geçmeleri işte bunlar sizin görmediğiniz kısımlar. Sizin tek gördüğünüz kamera ışıklarından sarhoş olmuş bir ünlü. Bu çok...Bu fotoğraflar çok... Sanki şiddet gören birine bakıyormuş gibi hissediyorum. Çoğu zaman buna katlanamıyorum. Berbat bir durum. Hayatımın böyle olacağını asla tahmin etmezdim." (x)

Atladığımız mutluka olmuştur ama bir şekilde noktalamamız gerek. Bu sene ve gelecek seneler de yeni röportajlarını okuma fırsatı bulabilmek dileğiyle ;)

Penulis : Ferit ACAR ~ Sebuah blog yang menyediakan berbagai macam informasi

Artikel Kristen Stewart'dan inciler :) ini dipublish oleh Ferit ACAR pada hari 1 Mayıs 2012 Salı. Semoga artikel ini dapat bermanfaat.Terimakasih atas kunjungan Anda silahkan tinggalkan komentar.sudah ada 0 komentar: di postingan Kristen Stewart'dan inciler :)
 

0 yorum:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Sitenize Ekleyiniz

Aşağıdaki kodu sitenize ekleyiniz. Kristen Stewart Hayranlari Daha Çok Olsun :) :

http://kstewartr.blogspot.com/ Kristen Stewart Resimleri Kristen Stewart Son Filmi Kristen Stewart Videolari Kristen Stewart Bloglari Kristen Stewart Imza Ve Avatarlari