Tu Dergisi Röportajı (Mayıs 2012)
-Kesinlikle, Rupert da senaryo da inanılmazdı. Charlize de bu rolü seçmemde önemli isimlerden biriydi. Onun ismi benimkinden daha çok biliniyor o yüzden onun Kötü Kraliçe rolünü oyanayacağını duyduğumda bu filmde yer almaya karar verdim. Bir eser harika gözükebilir ama doğru elementler onu desteklemediği sürece o eser dağılır. Benim için Charlize’in bu projede yer aldığını bilmek, kendime güvenebileceğimi gösterdi.
Bu filme derinliği katan kişi Rupert mıydı?
-Bu karakterler inanılmaz tehlikeli bir dünyada yaşadıklarından evet. Çekim mekanının ve çevrenin de kendilerince bir karakterleri vardı. Filmde kullanılan resimler her zaman anımsatıcıydı. Rupert’ın bazı şeylerin kendine has özelliklerini görebilmek gibi bir kabiliyeti var.
Chris Hemsword ile çalışmak nasıldı?
-Chris çok çekici bir erkek. Büyük birisi ve çalışma tarzlarımız aynıydı, prova yapacak yeterli vaktimiz yoktu. Bir anda film çekimlerine başladık ve beraber çalışmaya başladığımızda “Bu iş çok kolay olacak” diye düşündüm. İyi bir aktör. Dürüst biri onunla gerçekten konuşabilirsiniz. Senaryonun bazı yerlerinde oynanabilecek potansiyel vardı, biz de bu noktalarla oynadık ve doğaçlama yaptık.
Tehlikeli sahneleri çekmek nasıldı ve hangisi senin için en zoruydu?
-Oldukça yüksek bir kayadan atlamam gerekiyordu. 12 metre olduğunu söylediler ama bana daha fazla gözüktü. Buz gibi suya da atladım ve korkunçtu. Yükseklikle problemim olduğunu düşünmüyorum ama çok ürkütücüydü. Şüphesiz en zor iş buydu.
Filmde Kötü Kraliçe gücünün güzellikten geldiğine inanıyor. Güzelliğin güç getirdiğine inanıyor musun?
-Bazı insanlar güzelliklerini güç olarak kullanırlar ve içerde korkunç bir insan olup çıkarlar. Filmde Kraliçe’nin güzelliği nasıl algıladığını ve onu başarısızlık ihtimali olmayan bir silah olarak kullandığını görüyoruz. Bence Pamuk Prenses’in karakterinin en güzel yönlerinden biri, Kötü Kraliçe’nin içindeki güzelliği bile görebilmiş olması.
Alacakaranlık büyük bir fenomendi ve bu sayede birçok hayran kazandın ama aynı zamanda seni sevmeyen insanlar da var. Bu iki uç nokta hakkında ne düşünüyorsun?
-Benim için çok tuhaftı ve işim hakkında konuşmaya başladığımda gerilmeye başlıyordum çünkü insanlar umursamadığımı düşünüyorlardı ve bundan nefret ediyorum. Eğer bunun için benden hoşlanmıyorlarsa onlara yanıldıklarını kanıtlayabilirim. Ama başka sebeplerden dolayı sevmiyorlarsa umurumda değil çünkü yaptığım şeylerle mutluyum.
Charlize Theron ile birlikte çalışmak hakkında ne düşünüyorsun?
-Charlize’e hep hayrandım. Başka bir seviyede olan bir yeteneği var. Sanki kendine has bir kategorisi varmış gibi ve kendisi fenomen bir oyuncu. Filme bizden (Kristen ve Chris) önce seçildi ve onun ismini gördüğümde ve senaryoyu okuduğumda bu filme çoktan hayrandım ve kendimi güvende hissediyordum. Sizin saygı duyduğunuz ve sizinle aynı sebeplerden bu işi yapan biriyle çalışmak çok heyecan verici. Doğrusu başta korkuyordum ama güzel bir iş arkadaşlığımızın olacağını da biliyordum.
Gerçekten korkmuş muydun?
-Evet! Gerçekten çekiniyor ve korkuyordum. Charlize bu filmi yapmamdaki en büyük nedenlerden biriydi. Bence yaptığı her şeyde en iyisi ve bir kadın olarak ona saygı duyuyorum. Senaryoya ve bu projeye bağlı her şeye bayıldım ama evet dememin esas nedeni Charlize’dir. Onunla ilk tanıştığımda “Vay canına tam bir kaçık!” diye düşündüm. Hemen iletişime geçebilen, eğlenceli ve dikkatleri üstünde toplayan biri. O ortama girdiğinde ona bakmaktan başka bir şansınız yok. Charlize tüm beklentilerim de üstünde.
Pamuk Prens masum bir kızdan güçlü bir kadına dönüşüyor. Kendini güçlü bir kadın olarak görüyor musun?
-Çok ilginç bu film 'Pamuk Prenses nasıl güçlü bir kadına dönüşüyor'un hikayesi değil. Onun için hikaye, güçlü bir kadın olmak için gerekli olan silahları bulmak ve onları faydalı hale getirmek. Onun ana silahları ışık ve sezgileri.
Uyum sağlamakta güçlük çeken genç kızlara ne gibi tavsiyelerde bulunabilirsin?
-Burda oturup o kızlara karşı konuşmak ve uyum sağlayabilmek için nasıl davranmaları gerektiğini söylemek ve böylece onların bunu elde edebilmeleri zor. Onlara “Kafanıza takmayın” diyebilirdim. Kızların genç yaşlarda uyum sağlamaları çok zor ve bunu çok iyi anlayabiliyorum. Ama bir yandan da sizi siz yapan bu. Yapabileceğiniz en iyi şey bu tip konular hakkında endişe duymamak.
En iyi arkadaşın kim ve neden?
-En iyi arkadaşlarımdan biriyle büyüdüm, o çok çılgın ve eğlenceli. Dakota’nın (Fanning) en iyi arkadaşlarımdan biri olmasının nedeni bu. Ona saygı duyuyorum ve onu çok seviyorum. O çok deli dolu ve tatlı.
En sevdiğin peri masalı nedir?
-Dürüst olmak gerekirse peri masalarıyla büyümedim. Disney filmlerini daha çok severdim. Orman Çocuğu (The Jungle Book) benim favorimdi.
Alacakaranlık filmini çektikten sonra hemen Pamuk Prenses ve Avcı’yı mı çektin?
-İki film arasında biraz vaktim vardı. Büyük çaba gerektiren ilerki projelerim arasında seçim yapmam gerekiyordu çünkü işimde çaba göstermeyi severim. Pamuk Prenses ve Avcı, Alacakaranlık’tan çok farklı ve bu filmi yapmaktan büyük keyif aldım. Bir projeden diğerine geçmeyi seviyorum.
çeviri: zerone
kstewartnews | AlternativeRK
0 yorum:
Yorum Gönder